Öncelikle sizi tanımak isteriz. Cennet Ateş kimdir?
Cennet Ateş, 1996 yılında Konya’nın Kulu ilçesinde dünyaya geldi. İlköğretimini 60.Yıl İlköğretim Okulu’nda tamamlayıp 2011 yılında Kulu Anadolu Lisesi’ne başladı. Lise eğitimini 2015’de bitirip, aynı yıl içerisinde Amasya Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümüne başladı. Ayrıca birinci sınıfta Tarih Kulüp yönetimine giren Cennet Ateş, üç yıl boyunca kulüp başkanlığı yaparak birçok panel ve konferansta görev aldı. Aksaray Üniversitesinde tarih ana bilim dalından 2023 yılında mezun olmuştur. Ayrıca özel bir kursta sosyal bilgiler-tarih öğretmenliği yapmış daha sonra Özel Data Kolejinde 2 yıl tarih öğretmenliği yapmıştır. Ayrıca Fotoğrafçılık ve bir güzellik merkezinin sosyal medya işlerini profesyonel olarak yapmaktadır.
Cennet Ateş’in 2 tane basılmış 1 tane basım aşamasında olan eserleri mevcuttur. Ayrıca Bursa’da düzenlenmiş olan Altın Meslek Kariyer Ödüllerine ve Azerbaycan’da düzenlenmiş olan ödül töreninde Türkiye’nin başarılı yazarı ödülüne layık görülmüştür. Küçüklüğünden beri vatan aşkıyla büyümüş olan Cennet Ateş, 2024 yılının ekim ayında resmi olarak Zafer Partisine katılmış ve burada Türk Dünyası Biriminden sorumlu Gencehan Tunay’ın danışmanlığını yapmaya başlamıştır. Evli ve bir çocuk annesidir.
Düşler Ülkesinden Öyküler adlı kitabınızdan sonra tekrar çocuklar için hazırlanan bir kitap okuyucu karşısına çıkacaksınız. Yeni kitabınızın içeriğini anlatır mısınız?
Düşler Ülkesindeki öykülerden sonra tekrar çocuk edebiyatına dair bir eser ortaya koymamın en önemli sebebi bu konuda yetenekli olduğumu gören sayın Gencehan Tunay’ın beni böyle bir eser yazmaya teşvik etmesidir. Bu eserim benim açımdan çok önemli çünkü kurgusuna oldukça güveniyorum ve bu eseri yazmaktaki asıl amacım çocuklara Türk kültürünü, mitolojisini, kut inancını Orta Asya’yı, Tanrı Dağlarını yani kısaca nereden geldiklerini, Anadolu’ya göçlerini bu konudaki efsanevi olayları masal şeklinde anlatmaya çalıştım.
Yaş grubu olarak her yaşa hitap edebileceğini düşünüyorum. Bu konulara ilgisi olan kişilerde bir merak uyandırıp araştırmaya teşvik etmek bile benim için yeterli. Açıkçası bir eseri kaleme alırken asla onun bana ne getirisi olacağını düşünmüyorum.
Benim için asıl önemli olan, bir kişi bile benim yazdıklarımdan bir şeyler öğrenirse ben görevimi yerine getirmiş olurum diye düşünüyorum. Zaten Türk edebiyatına baktığımızda kıymetli yazarlarımızın hepsinin vefatından sonra daha kıymetli olduğunu görmekteyiz. Bu dünyaya kalıcı bir eser bırakmak ve çocuklara doğruyu yanlışı öğretebilmek benim için büyük bir amaç. Bu amaç diğer bir eğitimci olarak elimden gelen her şeyi yapıyorum.
Çocuk kitabı yazarken nelere dikkat ediyorsunuz? Bu türü diğer edebi türlerden ayıran ince çizgi sizce nedir?
Bence çocuk edebiyatında en önemli olan şey çocuklara neyin iyi neyin kötü olduğunu göstermektir. Çünkü şuan etrafta bu konu üzerinde çalışma yapan çok kişi var ancak eserlere dikkat ettiğimizde içeriklerinin çok iddialı olduğu söylenemediği gibi kötü niyetli insanlar olduğunu ve farklı şeyler empoze etmeye çalıştıklarını düşünüyorum. Bakıldığında ülkemizin geleceği için bu çocukları güzel bir şekilde yetiştirebilmek ve çekirdekten bazı şeyleri verebilmek için bu şekilde eserler ortaya koyan yazarlara daha çok kıymet verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu kitabınızla birlikte tasarımcı olarak da karşımızdasınız. Tasarım alanına nasıl yöneldiniz?
Tasarım alanına yönelmem şu şekilde oldu; Sevgi ve Sevda ablam Gençlik İksiri Güzellik Merkezi diye bir yer açtılar ve bir tasarımcıya ihtiyaç duydular. Piyasadaki tasarımcıların hepsi de çok uç fiyatlar istemekteydiler ve ablalarım dükkanı yeni açtıklarından o fiyatları verme düşüncesi yoktu. Benim de elimi taşın altına koymam gerekiyordu. Benden rica ettiler ben de bir program buldum ve o program üzerinde çalışmalar yapmaya başladım. Zamanla programı iyi bir şekilde öğrendim ve kendimi geliştirdim. Mesela şuan Zafer Partisi Sayın Gencehan Tunay‘ın da tasarımlarını ben yapıyorum. Ayrıca bütün kitaplarımın içerisindeki görselleri yapay zekâdan kendim tasarlıyorum, kapaklarını kendim tasarlıyorum böyle şeylerin kendi emeğimle olmasını önemsiyorum.
Türkiye’de ve yurtdışında farklı ödüllere layık görüldünüz. Bu ödüllerden bahseder misiniz?
Türkiye’de Cihat Dündar’ın düzenlemiş olduğu ödül törenine katıldım. Açıkçası bu ödül bana çok iyi geldi.
Ardından en az 20 tane daha ödül teklifi almışımdır. Ancak uzmanlık alanım Kafkasya Türkleri olduğundan Azerbaycan’dan gelen teklifi reddedemedim ve kendimi hayallerimi yaşarken buldum.
Edebiyat alanındaki başarılarınız ile konuşulurken siyasete atılarak dikkat çektiniz. Siyasete girmeye nasıl karar verdiniz?
Siyasete girip girmemek konusunda oldukça kararsızdım ancak üst üste üç gün boyunca Genel Başkanımız Ümit Özdağ’ı rüyamda gördüm. Üç rüyada da bana Cennet seni bekliyorum, artık gel, diyordu. Ben de üçünde de söz veriyorum başkanım geleceğim diyordum. Sonrasında bir gün ansızın genel merkezi aradım ve kendimi siyasete girmiş buldum.
